Bir dergi

Dergicilik ve istikrar kavramları her nedense pek hazzetmezler birbirlerinden. Bir dergi çıkar, merakla alır, karıştırırsınız. İlk sayılar bir oturma, kendini bulma evresidir; hata bol olur ama hoş görülür. Bu ilk dönemin asıl sorusu “bakalım tutacak mı?” olur hep. Zamanla, pekçokları içinden o dergiyi seversiniz; müptelası olur, her hafta, her ay, artık hangi aralıkla çıkıyorsa, sabırsızlıkla beklersiniz. Bazı aylar müthiş formdadır, kimileyin yerlerde süründüğü de olur. Bazen kulağınıza, tirajı ya da ekonomik sıkıntıları nedeniyle yayına son vereceği çalınır. İnanmak istemez, bir yandan da korkar, “inşallah kapanmaz” kaygısını duyar, her yeni sayıda rahatlarsınız.

Türkiye’nin en iyi kitap ve eleştiri dergisi Virgül, yüzüncü sayısına ulaştı. Bugün artık daha çok kitap tanıtma işlevini yüklenmiş eleştiri kurumunun o en has halini yaşatmaya çalışan, ince işlenmiş, emek verilmiş bir dergi olan Virgül’ün her sayısında farklı alanlarda pek çok yazı yayımlanır ve her sayıda birkaç yazı mutlaka ilginizi çeker. Görüp duyma şansına sahip olmadığınız, gürültülü popüler kültür ırmağının kıyısındaki bir kuytuya sığınmış serinkanlı kitaplar en çok orada çarpar gözünüze. Virgül o dolu içeriğiyle, her seferinde, ne kadar az kitap okuduğunuzu hatırlatıp vicdanlara işkence etse de, hep daha çok okuma şevki verir. Eh, bu da az şey değildir.

20 Ekim 2006

Hiç yorum yok: