Cumhurbaşkanı neden bir kadın olmasın?

Makam: Cumhurbaşkanlığı; seçilme kriteri: "Kırk yaşını doldurmuş, yükseköğrenim yapmış, TBMM üyeleri veya bu niteliklere ve milletvekili seçilme yeterliğine sahip Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı." Bağımsız İletişim Ağı'nın internet sitesi Bianet.org, bir süredir bu açık tarife uygun “kadın” adaylar öneriyor cumhurbaşkanlığı için. Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde koparılan fırtınada adları hiç geçmeyen, ancak kişilikleriyle o makamı pekâlâ doldurabilecek isimler. Bianet soruyor: “Cumhurbaşkanı neden Türkiye Felsefe Kurumu Başkanı Ioanna Kuçuradi (yanda) olmasın?” “Cumhurbaşkanı neden psikiyatrist ve insan hakları savunucusu Şahika Yüksel olmasın?” “Cumhurbaşkanı neden ilk kadın büyükelçi Filiz Dinçmen olmasın?” Her soru, yasal bir engel bulunmadığı halde kamuoyunda söz konusu makam için neden bir kadının adının tartışılmadığını düşündürüyor insana, zihinlerdeki prangaları daha net görebilmemizi sağlıyor. Cumhurbaşkanının kadın olmasının kendi başına bir anlamı yok elbette. Maçonun maçosu kadın siyasetçiler, Tansu Çiller, Meral Akşener örnekleri hatırımızdan hiç çıkmayacak; kadın ve aileden sorumlu devlet bakanı Nimet Çubukçu'nun yapıp söyledikleri de ortada. Ancak bütün bu “sui emsaller” o makama −herhangi bir makama− oturacak herhangi bir kadının sırf kadın olduğu için o görevi herhangi bir erkekten daha kötü yapacağı sonucunu doğurmuyor. Bianet'in kampanyasına biz de buradan katılıp soralım: Cumhurbaşkanı neden, TBMM İnsan Hakları Komisyonu başkanlığı sırasında iz bırakan çalışmalarda bulunan Sema Pişkinsüt olmasın? Peki, sizin adayınız kim?
19 Ocak 2007

Hiç yorum yok: