TıRT




Ermenice yayını anlayamayanlar için, bu haberin altyazısında şunlar yazıyor:

TRT’nin Ermenice haber bültenine hoş geldiniz! Bugün 24 Nisan 2008 Perşembe.

Bilindiği üzere, Ermenilerin ‘sözde Ermeni Soykırımı’nı andığı 24 Nisan tarihinde dünyanın çeşitli yerlerinde ‘sözde gösteriler’ düzenlenir.

Bugün, Ermenistan’ın başkenti Erivan’daki sözde soykırım anıtı çevresinde toplanan Ermeniler, Türkler tarafından katledildiğini iddia ettikleri atalarını andılar. Ermenilerin yaşadığı diğer ülkelerde de benzer anma gösterileri düzenlendi. Diaspora lobilerinin girişimleriyle düzenlenen bu gösterilerde Türk karşıtı pankartlar açıldı ve sloganlar atıldı. Beyrut’ta, aşırı milliyetçi Ermeni örgütleri tarafından düzenlenen gösterilerde Türk bayrağı ayaklar altına alındı. Bir grup Ermeni genci, ‘(Sözde) Soykırım Türkiye tarafından tanınmalıdır!’ ‘Tanınma, Toprak, Tazminat!’ vs. yazılı pankartlar taşıdılar.

Uzmanlar, Ermenilerin sözde anma toplantıları sırasında gösterdikleri saldırganlığın onların suçluluk duygusunun dışavurumu olduğu konusunda hemfikir. Görüşlerine başvurduğumuz tarih danışmanımız Justin McCarthy, Ermenilerin soykırıma uğramadığını, asıl soykırıma uğrayanın Türkler olduğunu bir kez daha, ikna edici sözlerle anlattı.

Bir diğer değerli tarih uzmanımız Hasan Celal Güzel ise Radikal gazetesinde yer alan makalesinde, ‘diyasporanın azmasına vesile olan 24 Nisan iddiaları’nı ele aldı. Güzel, ayrıca, ülkemizi ziyaret eden ve bir ‘sözde konferans’ verecek olan ‘sözde tarihçi’ Palavraciyan’ın da ipliğini pazara çıkardı.”



Sözde Ermenice yayın!

Lafı hiç dolandırmayalım: TRT Ermenice yayın yapmamalıdır!

Bu fikri desteklemek için pek çok gerekçe öne sürülebilir elbette, ancak salt şunu hatırlamak dahi yeterlidir: Eğer savaş stratejisi yürütmüyorsanız, bir dilde yayın yapmak için o dile karşı asgari miktarda sevgi ve saygı beslemek gerekir. Mevcut yapısı ve zihniyeti, TRT’nin Ermeniceyle bu tür bir ilişki kurmasına engeldir.

Biliriz, devlet-i âlimizin huylarından biri de okşar gibi yaparken dövmektir. Kültür Bakanlığı’nın 2001’de yayımladığı ‘Ermeni Edebiyatı Seçkisi’, kerameti kendinden menkul birtakım açıklamalarla, Ermeni edebiyatı diye bir şeyin aslında var olmadığını ispatlıyordu bizlere. TRT’nin Ermenice yayınları da, Ermenilerin ‘sözde’liğini tekrar tekrar ispatlamaktan başka bir şeye yaramayacak, benzer bir absürdlük timsali olacaktır.

Milliyetçi ve ayrımcı bir yaklaşımla yapılacak yayınların dili Ermenice, Türkçe, Kürtçe değil, ‘Düşmanca’dır. Bu dilde de “sorunları barışçı yollarla çözmek” anlamına gelen bir kavram yok.

Son bir not: Ayrımcı bir dilin düşünce kalıplarına ve klişelerine hapsolduğumuzda, fikirsel sefaletin farkına varmak da imkânsızlaşıyor. Bir dilde geçerli olan kavram ve kabulleri başka dillere çevirmek, onların evrensel geçerliliğini test etmede yararlı bir yol olabilir. Zira bir dilin bütün kapılarını tutmuş kalıplar, genellikle başka bir dilde sudan çıkmış balığa dönerler. Türkçede artık daima Ermenilerle birlikte anılan ‘sözde’ sıfatı bunların en başta geleni. ‘Sözde soykırım’ ifadesi İngilizceye ‘So called genocide’, Ermeniceye ‘İpr te tseğasbanutyun’ diye çevriliyor... Ve bu kavramsallaştırmanın ardındaki fikriyatın ne kadar ‘sözde’ olduğunu gösteriyor.́

1 yorum:

Adsız dedi ki...

sözde-sözde allahtan türkcede bu cümle var. eger olmasayidi acaba hangi cümle ile inkar edeceklerdi 1915i bu gün 2008 yilina geldik ve bu düsünce bu kin degismedi halla kendi menfaatleri icin hic cekinmeden tüm dünyanin onünde diledikleri gibi degerli sahislari öldürtüp perde arkasindan seyirediyorlar.bu ne kadar daha devam eder bilmem bildigim südür eger böyle devam ederse türkiyede okumus bilgili kisi azalicak o zaman da yobazlara gün dogacak.
allah iyileri korusun cünkü yasin yaninda kuruda yanicak.