Aurelio ve ille de “Kan” diyenler...

Brezilya’da doğup Türkiye Cumhuriyet yurttaşı olan Marco Aurelio’nun milli futbol takımına çağrılması etrafında dönen tartışmalar, bu ülkede yurttaşlık kavramının nasıl algılandığı konusunda hayli zihin açıcı oldu. Kimileri futbolcunun milli takıma seçilmesini “içlerine sindiremediler”. Her ne kadar ırkçı damgası yememek için lafı dolandırıp bin bir bahane uydursalar da, karşı çıkışlarının altında kana, etnik kökene dayalı bir yurttaşlık anlayışının yattığı aşikâr. Bu görüşü savunanlara göre, etnik olarak Türk ve Müslüman olmayanlar TC vatandaşı olmamalıdır, olamaz. Diyelim ki kazara, kanunda yazılı haklarını kullanarak ülkenin vatandaşı olmuşlarsa veya gayrimüslim gruplar gibi yüzyıllardır bu topraklarda yaşadıkları için bu statüye sahip iseler, fazla ortalıkta görünmemeli, suya sabuna dokunmamalı; hele, herhangi bir platformda Türkiye’yi temsil etmeyi akıllarından geçirmemelidirler.
Aurelio’yu milli takıma alma kararı karşısında yükselen bu şovenist eleştirilere Atatürk’ün “Ne mutlu Türküm diyene” sözüyle karşılık veren Fatih Terim’e, spor yazarı Kazım Kanat’ın verdiği cevap bu bakımdan ibretlik:
“Terim: Atatürk ‘Ne mutlu Türk’üm diyene’dedi diyor. Peki Atatürk bu sözü söylerken şunu da demedi mi: ‘Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur…’”

Akla takılan bir başka soru da Aurelio’nun Marco olan adının neden “Mehmet”e dönüştürüldüğü. Üstelik bu ülkede milli takım formasıyla en çok gol atan futbolcular arasında hâlâ Lefter’in adı varken… Türkiye’de doğup ABD, Fransa, ya da Brezilya vatandaşlığına geçen Mehmetler, Michael, Mark, Marcello filan oluyor da haberimiz mi yok?
25 Ağustos 2006

Hiç yorum yok: