Alıntı...

(TBMM 17 Aralık 2006 tarihli bütçe görüşmelerinden. bkz. http://www.tbmm.gov.tr/tutanak/donem22
/yil5/ham/b03501h.htm)


KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI ATİLLA KOÇ (Devamla) – “Ani” demedim, “Anı” diyorum.

İzah edeyim: Ani, bir başka şeyi çağrıştırdığı için, sosyolojik olarak Anı Ören Yerleri demeyi tercih ediyorum, ama…

ALGAN HACALOĞLU (İstanbul) – Öyle bir kompleksimiz olamaz Sayın Bakan.

KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI ATİLLA KOÇ (Devamla) – Bir dakika… Sizin kompleksiniz olamaz, ama, bu mevzuda, benim ülkemin insanlarının hassasiyeti vardı. Ben, o hassasiyete dikkat etmek mecburiyetindeyim. (AK Parti sıralarından alkışlar) izah edeceğim kıymetli arkadaşlarım. Eksik olmayın, destek verdiniz, izah edeceğim. Ama, ayın 23’ünde, Anı Ören Yeri’ndeki kiliseyi, Ermeni kilisesini -işte benim kompleksim yok- orada Türklerin yaptığı camiyi, her ikisini beraber onarmaya başlıyorum ve 24 Nisanda da Akdamar Kilisesini dünyanın bütün önde gelen sanatçılarının, önde gelen sanat tarihçilerinin huzurunda ve o harabeleri Ermeni uzmanların danışmanlığında bitirdik, orada açacağız. Yani, benim, bu hususta bir şeyim yok, ülkemin de yok, ama, benim ülkemin başka bir hassasiyeti var, o hassasiyeti sevdiğim için Anı Harabeleri diyorum. O hassasiyet şudur: Türk insanı Sangaryos’u Sakarya yapmıştır, İkonyum’u Konya yapmıştır, Smyrna’yı İzmir yapmıştır, Sagalassos’u da Ağlasun yapmıştır. Gelin, Türkiye Cumhuriyeti’nin Kültür Bakanı da Ani’yi “Anı” yapsın. Bunu da bana müsaade edin. (AK Parti sıralarından alkışlar)

Hiç yorum yok: