Diaspora diye diye


“Barış İçin Ortak Projeler” başlıklı yazıda sözünü ettiğimiz girişimleri diaspora Ermenileriyle birlikte ve onların içinde bulunduğu koşulları göz önünde bulundurarak geliştirmek önemli bir gereklilik... Türkiye'de, diasporanın daha baştan “milliyetçi, şahin, ırkçı, uzlaşmaz, katı” gibi sıfatlarla tu kaka edilmesi hem kolaycı, hem de çözüme katkıda bulunmayan bir yaklaşımdır (bazı diaspora çevrelerindeki “Türklerden bir şey olmaz!” tavrının bundan farkı olmadığını söylemeye gerek var mı?). Temmuz 2002'de, Helsinki Yurttaşlar Derneği tarafından düzenlenen “Türk Ermeni Diyaloğunda Sivil Yaklaşımlar” toplantısında konuşan değerli tarihçi Mete Tunçay, diyaloğu sağlama yolunda kendince bir önem sıralaması yapmış, yurttaşı olduğu Türkiye Ermenilerinin ve komşu Ermenistan halkının kaygılarının kendisi için çok daha önemli olduğunu belirtmiş, sorunlu bir grup olarak gördüğü diaspora Ermenilerini son sıraya yerleştirmişti. Bugün İstanbul Ermenileri de, üzerlerindeki siyasi baskıların etkisiyle olsa gerek, yabancı topraklarda Ermeni dilini ve kültürünü koruyup geliştirmek için nesillerdir muazzam bir çaba harcayan ve Ermenistan'la iletişimin bugünkü kadar kolay olmadığı 80 yıl boyunca pek çok alanda öncülük eden diasporayı bir kalemde silip atmaya çok zaman teşnedir. Bu tutum adil ve hakbilir olabilir mi? Yüzyıl önce Anadolu topraklarında yaşayıp katledilen veya topraklarından koparılan kuşağın ağır travmasını miras alan bugünkü diasporayla empati kurmayan, onun üzerinde yaşadığımız coğrafyayla manevi bağını hiçe sayan böylesi bir yaklaşım için barışçıldır denilebilir mi? Türkiyelilerle Ermeniler arasında bir barışmanın umudunu içimizde taşımaya devam edeceksek, bunun yolu öncelikle, sivil bir diyaloğa katılmaya istekli olanların bir araya gelecekleri zemini oluşturmaktan geçiyor. Türkiye'de de, diasporada da, Ermenistan'da da bu adımı atmaya istekli kesimlerin –sınırlı da olsa– varlığı sır değil. Çerçeveyi genişletecek hamleler bu ilk adımların atılmasına bağlı. Kimi kulaklara garip geleceğini biliyor ama söylemekten kendimi alamıyorum: Unutmamalı, diaspora bu topraklara aittir, Anadolu'nun diasporasıdır; asıl mağdur, asıl barışılması ve özür dilenmesi gerekendir.

8 Aralık 2006

Hiç yorum yok: