Demokrasi ne kadar su kaldırır?

Agos, 28 Aralık 2007 

Hani, Nisan ayında yürekler kabarmıştı, hatırlıyor musunuz?

Hani, Genelkurmay’ın internet sitesinde bir bildiri yayımlanmış, “devletimizin temel niteliklerini aşındırmaktan başka amaç taşımayan irticai anlayış”a meydan okunmuş, TSK’nın cumhurbaşkanlığı seçiminde “taraf” olduğu belirtilmiş, askeri darbe sinyalleri verilmişti. Ortalık karışmıştı hani, hatırlıyor musunuz?

O bildiriden sonra, başbakanla genelkurmay başkanı, Dolmabahçe’de içeriğini kendilerinden başka kimsenin bilmediği bir görüşme yaptılar, Meclis’ten erken seçim kararı çıktı, seçimleri muhtıranın muhatabı AKP kazandı, Abdullah Gül cumhurbaşkanı seçildi.

Güz aylarında Kuzey Irak’a operasyon gündeme geldi. Başta ayak sürüyen ABD izin ve destek verince Kuzey Irak’a hava saldırıları düzenlendi. Halkımız askeri operasyona pek çok sevindi. Gazeteler, “Vurduk, bomba yağdırdık, yerle bir ettik!” manşetleri attı. Hükümet ve komutanlar uyum içinde çalıştıklarını açıkladılar defalarca.

Peki, e-muhtıraya ne oldu? Acaba komutanlar birdenbire, AKP’nin “Cumhuriyet rejimine sözde değil özde bağlı” olduğunu mu düşünmeye başladı? Yoksa, Nisan’daki o vaveyla boşuna mı koparılmıştı? Yoksa ordu ve AKP, egemenliği yeniden paylaştıkları bir yakınlaşma siyasetine mi girdiler?

Eğer öyleyse, bu, ordunun siyaset üzerindeki vesayetinin sürdüğü anlamına gelmez mi? Peki, demokrasi bu kadar suyu kaldırır mı?

Hiç yorum yok: