Ani Ayoyan: İyi ki geldin be hokis, kaç vakittir hasret kaldık yüzüne.
Vartuhi Voçyan: Ka bu sene sıkıldım Ada’dan... Deniz meniz hiç gözüm görmüyor. Yemekti, temizlikti derken bir bakıyorum akşam olmuş. Hiçbir şey anlamadım ben bu yazdan. Çok göresim geldi, atladım vapura geldim.
Ani: İyi ettin. Gel şöyle, balkonda oturalım, içerisi sıcaktır.
*
Vartuhi: Vallahi sen korkusuz olmuşsun, hayret ki hayret... Ka, bu heriflerden korkmuyor musun? Benim ödüm kopuyor biraz rahatlayacaklar da başımıza bir iş açacaklar diye.
Ani: Vallahi korkmuyorum, ne yalan söyleyeyim. Niyeti olan çoktan neler yapmazdı. Hani bak, kaç senedir baştalar, ne değişti? Kızını çarşafa mı soktular?
Vartuhi: Meğa Asdudzo! Ka, neler diyorsun! Burası Türkiye be yavrus, bugünü yarını belli mi olur?
Ani: Olmaz ama, öyle korkuyla yaşamanın da ecele faydası yok.
Vartuhi: Müsü Hagop ne diyor bu referandum işine?
Ani: O ezelden hayırcı. Kılıçdaroğlu namuslu adam, o ne derse doğrudur diyor başka bir şey demiyor. Ama ben valla çatır çatır kavga ediyorum benimkiyle. Görsen, khent gılla gor! Ama erkeklik onda kalsın diye bir şey diyemiyor.
Vartuhi: Ka, ben de beğeniyorum Kılıçdaroğlu’nu da, benim kız, Haylar için fena laflar etmiş diye anlatıyordu evvelsi gün.
Ani: Etti ya... Bizim vakıflara yarayacak bir kanun çıktıydı da, bunlar yabancıdırlar, bunlara güven olmaz, bunlara hak vermeye gelmez diye mahkemeye başvurduydu.
Vartuhi: Ka insan kime güveneceğine şaşırıyor!
Ani: Hokis kime güveneceksin bu memlekette? İşte Allaha şükür Avrupa Birliği falan filan diye kendilerine çekidüzen verdiler de biraz hava değişir gibi oldu …
Vartuhi: Hava değişti ya, yine de ne olacağı belli olmaz.
Ani: Olmaz olmasına da, bak Ahtamar’da badarak yapmaya da izin verdiler. On sene evvel kimin aklına gelirdi böyle…
Vartuhi: Ka yesinler onların izinlerini! Ne o öyle, senede bir kere, mostıralık gibi!
Ani: Sen buna da şükret. Hiç değilse güzelim yegeğetsi ayakta kaldı. Ka ne diyorsun, nicesini ahır yapmadılar mı sanki? Geçen sene benim müsünün köyüne gittik de ağlamaktan gözlerimiz kan çanağına döndü.
Vartuhi: Öyle bir iki yegeğetsiyi tamir etmekle halloldu yani her şey? Sanki bilmiyorsun, bunların tek derdi, aman, dışardan kendilerine laf gelmesin!
Ani: Sus ol. Böyle böyle düzelecek bir şeyler. Bakarsın yarın kiliseyi tamamen verirler Haylara, istediğiniz gibi kullanın diye.
Vartuhi: Olur mu olur. Dedim ya, bu memlekette ne olacağı hiç bilinmez. Neye inanacağımıza şaşırdık.
Ani: Yani siz şimdi cümbür cemaat hayır mı diyeceksiniz referandumda?
Vartuhi: Vallahi he! Zaten Ada’da bütün millet hayırcı. Evet dersek AKP’ye yarayacak, niye onlara kazandıralım diyorlar.
Ani: Ka bizim millet de hiç adam olmaz. Adamlar bir şeyleri değiştirmeye çalışıyorlar gene yaranamıyorlar.
Vartuhi: Meğa, meğa! Sen de pek hoşsun! Neyi değiştirecekler Allah için! Sanki biz bilmiyoruz ne mal olduklarını.
Ani: Ay Vartuhi, sana da laf anlatılmıyor. Sanki aldın önüne de madde madde okudun anayasayı? Ada’da, çarşıda pazarda duyduğun lafları papağan gibi tekrarlayıp duruyorsun.
Vartuhi: Kızma be yavrus... Ben öyle yergar parag okuyamam zaten, gözlerim sulanır hemen. Sen anlat, ben de kendi aklımla ne kadar anlıyorsam anlayayım.
Ani: Ben sana ne anlatayım! Torun torba sahibi kadınsın, akıl akıldan üstündür, sen de biraz oku, sen de anlarsın. Başımız göğe erecek değil helbet, ama iyi olmayan bir şeylerden bazıları biraz iyi olacak. Bunun nesine hayır diyeceksin? Hem, neden AKP’ye yarasın? Benim için iyiyse bana yarıyor demektir. Fena mı olur şu askerlerin sesi kesilse de biraz rahat nefes alsak. Hem, evet diyeceğim diye de AKP’li olmayacağım ya.
Vartuhi: Bizim komşu CHP’den meclis üyesi biliyorsun Ada’da. Evet diyen AKP’lidir diyor Asdvadz vga.
Ani: Halt etmiş o. Ben biliyorum onun Atatürk resminin, bayrağın altında kasım kasım kasılan fotoğrafını.
Vartuhi: Ka Anis, khentetsar! İnçer gıses? memleketinde tabii ki onların bayrağının altında çektirecek resmi, sen ne diyorsun? Hayasdan bayrağının altında çektirecek değil ya!
Ani: Ben anlamam. Benim bildiğim, Hay dediğin öyle bayrakla filan fazla haşır neşir olmaz. En azından bayrağın altında pişmiş kelle gibi sırıtmaz.
Vartuhi: Ani, ka, sus ol! Vallahi beni korkutuyorsun. Sana bir haller oldu.
Ani: Oldu vallahi, rahmetliden sonra ben artık hiç korkmaz oldum. İstiyorum ki çıkıp sokaklara bas bas bağırayım gençler gibi.
Vartuhi: Sen öyle diyorsun ama, görmedin mi rahmetlinin davasında nasıl savunma yaptılar Avrupa’da?
Ani: Ben sanki sana bunlar surptur dedim? Ama gidip katilin, uğursunuz, meymenetsizin istediğini yapayım, hayır mı atayım? Ka biz onlara inat yaşamıyor muyuz bu memlekette!
Vartuhi: Katili, meymenetsizi ben de istemem. Ama Ada’da bütün komşular Hayır diyor Ani. Ben de korkuyorum, bunlar biraz güçlenirse başımıza bir iş gelecek diye.
Ani: İyi, sen korkmana devam et. Uğurlar olsun. Sen korkacaksın diye asker gelecek başa, asıl o zaman göreceksin korkuyu.
Vartuhi: Aman sus ol! Bir ben bilirim o 12 Eylül zamanı çektiğimiz sıkıntıyı... Asala’dır, Ermenidir, şudur budur diye ne bozalar pişirdiler tepemizde.
Ani: İyi ya, sizin gibi Haylar da onlara layık.
Vartuhi: Öyle deme ka Vartuhis, bizim ne kabahatimiz var?
Ani: Neyse, boşver sen. Ama bu meseleleri hele bir daha düşün.
Vartuhi: Tamam, ama sen de düşün o vakit… Sahi, akşama yemeğin var mı?
Ani: Hiçbir şey yok vallahi, sabah beri miskin misin oturdum. Ne yemek yapayım, aklıma hiçbir şey gelmiyor.
Vartuhi: Ben geçenlerde bizimkine güzel bir karnıyarık yaptım, parmaklarını yaladı vallahi.
Ani: Hay aklını seveyim, ka iyi dedin bak. Agop da çok sever, ben de ondan yapayım bari.
(Çizim: Aret Gıcır)
1 yorum:
Bu, kafa karışıklığı hoşluğuyla ne tekinsiz, tekinsizliğiyle ne hoş bir öğle vaktiymiş böyle! Referandum konusunda salık verdiklerinizi de okuduk. Okuduk da, sormak daha vaciptir sanki şimdi: sahi Yenişehir’de bir öğle vakti kökleri çürümüş kavak kimin başına düşmüştü?
Yorum Gönder