Başbakan, ülkede yaşayan 170 bin Ermeni’den, Türkiye vatandaşı olmayan 100 binini sınır dışı edebileceklerini söyledi. Muhalefetteki CHP, böyle bir ayrıma da gerek duymadan, “Ermenilerin” gönderilmesini istedi.
1915’ten doksan beş yıl sonra, muhafazakârı ve ulusalcısıyla ‘Türklerin’ haleti ruhiyesi bu mu? Sonuçta, iktidarı ve muhalefetiyle, hep bu lafları söylüyor, hep bu tip ‘önlem’leri dile getiriyor, bu lafları etmek için mutlaka bir sebep buluyorlar. Erdoğan, Öymen, Arıtman, ortalama ‘Türk’ün düşüncelerini mi yansıtıyor?
1915’ten doksan yıl sonra, bu soruya “Hayır!” cevabını verebiliyor muyuz?
Bu tip ‘kökten’ çözümlerden medet ummak hangi zihniyetin sonucu? Ermeni sorununu çözmek için Ermenileri sınır dışı edin, Kürt sorununu çözmek için Kürtleri Kuzey Irak’a gönderin, Kıbrıs’ta kazanç elde etmek için Rumları kullanın. İnsanlar, etten kemikten insanlar, kumar masasında birer koz olarak yaşasınlar, nesiller boyu, sonsuza dek…
Ecdadının Ermeni Soykırımı denen suçu işlemediğine inanan ve dünyayı da buna inandırmak isteyen Başbakan, derin acılara neden olmuş bir tarihsel olayın, katliamların, tehcirin, sürgünün yükünden, zorla alıkonan çocukların ve kadınların feryadından kaçmak, “Biz yapmadık!” demek için, onların torunları olan Ermenilerin sürgün edilebileceğini söylüyor; onların bu topraklar üzerinde Türk devletinin yüce gönüllülüğü sayesinde yaşayabildiğini hatırlatıyor. Buna karşılık olarak da bütün dünyanın, “Evet, Bay Erdoğan haklı, Türkler bundan yüz yıl önce soykırım yapmış olamazlar. Biz yanlış biliyormuşuz” diyerek nedamet getirmesini bekliyor.
Ermenilerin bundan yüz yıl önce Rusya’ya yardım ettikleri, Osmanlı ordusunu sırtından vurdukları, yaşadıkları ülkeye ihanet ettikleri için, güvenlikleri sağlanarak savaş bölgesinin dışına çıkarıldıklarını savunan CHP’liler, bugün de Ermenilerin ülke dışına çıkarılmasını istiyor. Belli ki bu yeni Ermeniler tarihten gerekli dersleri almamış ve tıpkı ataları gibi, ekmeğini yedikleri ülkeye ihanet etmişler. Geçmişte vatanlarını savunan, soykırım yapmayan Türkler, bugün de vatan savunması yapıp hainleri temizleyecekler. Mesele Ermeniler olunca, milli birlik ve beraberlik bu değerler üzerine kuruluyor.
TÜSİAD, CHP, AKP, MHP... Ulusalcılar, Müslümanlar, milliyetçiler, zenginler, yoksullar, kentliler, köylüler… Tüm Türkiye vatan savunmasında.
*
Gazete köşelerinden Başbakan’a, Cumhurbaşkanı’na akıl veren, onlara öyle değil de şöyle yapmalarını öğütleyen, her hafta bir başka üst makama mektup yazan gazetecileri, köşe yazarlarını anlamak kolay değil. Gazetecilikle, yazarlıkla iş takibini birbirine karıştıran bir tüccar kolaycılığı var bu yazılarda. Toplumsal bir mücadeleyle elde edilemeyeni, kısa yoldan halletme kurnazlığı... Bir gün Agos’un bu köşesinden, pek bir demokrat başbakanımıza sesleneceğim aklıma gelmezdi. Ama yazıyorum işte:
“Pek sayın, pek muhterem Başbakan.
Memleketimizde yaşama hakkını bahşetme yüce gönüllüğünü gösterdiğiniz ‘sizin’ Ermenilerinizden biri olarak, vakti geldiğinde diğer Ermenilerle birlikte bendenizi de sınır dışı edebilirsiniz.
O gün geldiğinde, önceden haber vermenize gerek yok. Büyüklerimizin yaptığı gibi birkaç saat içinde toparlanır, Adapazarı, Konya, Pozantı üzerinden Halep’e, varabilirsek, oradan Der Zor’a vasıl oluruz.
Böylece, siz ecdadınızın o büyük suçu işlemediğine dünya âlemi inandırırsınız, şüphesiz; biz de işlediğimiz büyük suçun, yani Türkiyeli Ermeni olmanın cezasını en ‘insancıl’ yollarla çekmiş oluruz.
En kalbi duygularımızla.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder