Özrün özü

Agos, 19 Aralık 2008

Özür bir milattır. Ardından yeni bir dilin sözcükleri sökün eder.

İhtiyacımız olan, tam da o dilin getireceği taze, ince, serin, nazik iklimdir.

Özürden sonra karşınızdakini suçlamazsınız artık. Konuşurken sürekli “ama” deme ihtiyacı duymazsınız.

Özürden sonra karşınızdakini dövmeye kalkmazsınız. Onu aç biilaç yollara salıp akbabalara yem etmeyi düşünmezsiniz.

Özür varsa strateji yoktur, hesap yoktur.

Özür bir son değil, bir başlangıçtır. Özrün kendisi kadar, arkasında durup durmayacağınız da önemlidir.

Bu ülkede bir Ermeni, bir Yahudi, Bir Rum, bir Süryani –bir Ermeni, bir Yahudi, Bir Rum, bir Süryani olduğu için– kötü muamele gördüğünde siz yanı başında bitmezseniz; bu ülkede bir Ermeni vakfının malına daha el konduğunda, o vakfın kapısında nöbet tutmazsanız; bu ülkede bir Ermeni okulu daha öğrencisizlikten kapandığında siz haberdar olmazsanız; bu ülkede Ermenicenin neden eriyip bitmekte olduğu sizin de derdiniz olmazsa, özrün yaldızı pul pul dökülür, içi boş kalır.

Özür en çok, siz özrünüzün kıymetini bildiğinizde, onun arkasında durduğunuzda, onun yaldızlarının dökülmesine izin vermediğinizde özürdür.

Hiç yorum yok: