Agos, 4 Aralık 2010
Radikal’den Elif Türkölmez’in güzel yazısı (“Yarım kalan viskiler, sigaralar”) düşürdü Fransız rock grubu Noir Desir’i ve solisti Bernard Cantat’ı hatırıma.
Harıl harıl ve bangır bangır Noir Desir dinlediğim günler vardı. Sekiz on yıl olmuş. Bilen biliyor, Bernard Cantat, sevgilisi Fransız oyuncu Marie Trintignant’ı, Litvanya’da bir otel odasında, içkili ve dumanlı kafalarla yaşanan şiddetli bir tartışmanın ardından öldürdü.
Bernard, Marie’yi öldüresiye sevmiş ve erkeklerin sevgisi bir kadını daha öldürmüştü. Cantat sekiz yıl ceza aldı, Litvanya’da hapse girdi.
Grubun pek çok seveni, cinayet haberinden sonra bir daha Noir Desir dinlemedi. Ellerimiz ‘Play’ tuşuna gitmedi, gidemedi.
2007’de şartlı olarak salıverildiğinde, Cantat’ın yeni bir hayata başlayacak gücü var mıydı bilmiyorum, ama bu yılın başında karısı Kristina Rady intihar edince, onun bir büyük bir yıkım daha yaşadığı kesin.
Türkölmez’in yazısının anlattığına göre, kocasını çılgıncasına seven bir kadındı Rady: “İstisnasız her duruşmaya geliyor, ‘evlilikleri boyunca hiç şiddet görmediğini’ anlatıyor, ‘melek gibi adamdır’ diyor gözyaşlarına boğularak. Cantat’ın bir bakışını yakalamak için bekliyor. Sekiz yıl hapse mahkûm olunca en çok o yıkılıyor. 2007’de şartlı tahliye olunca en çok o seviniyor. Macar asıllı, çok güçlü bir kadın. Yakınları çocuklarına çok düşkün olduğunu, onların kendisini hayata bağladığını söylediğini, ancak Cantat’la olan ilişkisinin kadını fena yıprattığını anlatıyor.”
Aldatılmaya, kocasının bir hemcinsini öldürmesine, hapse girmesine ve daha bir sürü şeye dayanan bu güçlü kadın, demek artık yükü taşıyamaz hale gelmişti ki, hayatına son verdi. Evinin mutfağında, çocukları okuldayken…
30 Kasım tarihli Liberation, Noir Desir’in üyelerinden Denis Barthes’ın yaptığı açıklamaya yer vermiş. Barthes grubun dağıldığını duyurmuş; bütün o acı olayların ardından, grubu yaşatmak için suni teneffüs uygulamayacaklarını söylemiş.
Bunca keder, belli ki Cantat’ın çevresindeki kimsede takat bırakmamış.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder