Açılıma devam

Agos, 6 Kasım 2009

Diyarbakırspor’un, Antalya, Bursa ve Gaziantep maçlarında yaşadıkları hepimizin malumu. Futbol Federasyonu’nun bu vahim gidişata dur diyecek kararları almak konusunda gösterdiği basiretsizlik ve lakaytlık da.


Bir okur şikâyet ediyor:

“Çok ciddi bir illet olan ırkçılığa yönelik çok şiddetli cezalar verme zamanı geldi de geçiyor. ‘Türkiye’de spor sahalarında ırkçılık yoktur’ gibi şeyler diyenler bu dediklerine gerçekten inanıyorlar mı? 2007’de Malatyaspor-Elazığspor maçında ‘Ermeni Malatya’ tezahüratı, yine aynı yıl, ırkçı katiller olan Ogün Samast ve Yasin Hayal için destek pankartı açan ve de tribünde Samast’ın taktığı tarzdan bere takan bir sürü Trabzonspor taraftarı ve de yine çeşitli illerde Hrant Dink’in katillerine destek tarzı ve Ermeni aleyhtarı tezahüratlar, İsrailli futbolcu Balili’ye yönelik çirkin tezahüratlar ve de tabii Diyarbakırspor’un birçok ilde maruz kaldığı durum…”

Irkçılık ve Kürtlere yönelik nefret futbol sahalarıyla sınırlı değil. Daha dün, Bolu Cumhuriyet Savcılığı “Türk, işte karşında düşmanın” diye haykırarak, “Şehit edilen her güvenlik görevlisi için bir DTP’li öldürülmeli” diye yazan Bolu Ekspress gazetesi yazarı Işın Erşen hakkında dava açılmasına gerek görmeyen bir karara imza atmadı mı.

Oysa Erşen, yazısında, bakın nasıl ölüm tehditleri savuruyordu:
“Yüce Türk Ulusu, işte karşında düşmanın. ‘PKK bölücü terör örgütüdür, onun mensupları da vatan hainidir’ demedikten sonra bunların topu Türk düşmanı olarak bundan sonra ‘sivil yurtsever’ unsurların hedefi olacaktır. Kahpece pusu kuran dağdaki teröristin peşinde koşmaktansa üç-beş mikrobu temizleyip bundan sonra ‘bir bizden, beş sizden, tamam mı, devam mı?’ demek gerekir.”

Açık ki, Türkiye bugün, Kürt açılımının milliyetçi-ulusalcı çevrelerde yarattığı tepkinin rüzgârına teslim edilmeye çalışılıyor. Hükümetin, Kürt halkının barış sevincini bastırmaya yönelik açıklamaları ve açılımı “silbaştan” yapma tehditleri, milliyetçi şiddetin daha kolay zemin bulmasına neden oluyor.

Oysa, Kürt açılımında yaşanacak her tereddüt, her gecikme, savaş halinin sürmesini isteyenlerin ekmeğine yağ sürecek.

Demokratikleşme adımlarının gerçeklik kazanması, ete kemiğe bürünmesi için, barış yanlılarının tepkilere boyun eğmemesi, mücadeleyi artırması, ‘ama’ların arkasına sığınmadan safları sıklaştırması gerekiyor.

Hiç yorum yok: