Agos, 28 Kasım 2008
Sekiz yıllık Bush karabasanının ardından Barack Obama’nın seçilmesi, dünyanın dört bir yanında ciddi bir iyimserlik havası yarattı. ABD’nin yeni başkanı, barışçı mesajları, ılımlı ve aklıselim tavırları nedeniyle güvercin olarak nitelendiriliyor.
Türkiye’de ise tedirgin bir bekleyiş var. Obama’nın başkan adayı seçildiği günden bu yana tansiyonları giderek yükselten bir soru, gün geçmiyor ki gazetelerde, televizyonlarda konu edilmesin.
Obama, 24 Nisan haftası, 1915’te yaşanan Büyük Felaket’in kayıplarını anarken “Soykırım” diyecek mi, demeyecek mi?
Obama’dan ‘güvercin’ diye söz edildiğini söyledik. Ancak, zamanın neyi göstereceği belli değil. Hayat bu, bir bakmışsınız, çiçeği burnunda Başkan, 24 Nisan haftası, Türkiye’de birdenbire tenzili rütbeye uğramış, güvercinlikten şahinliğe düşmüş; gazeteleri “Şahin Obama!” manşetleri süslemiş.
Böyle olmaması için, diplomatik yollardan her türlü uyarı, üstü kapalı tehdit mesajı gönderiliyor Washington’a. İşinsanları, Obama eğer malum kelimeyi kullanırsa ilişkilerin nasıl sarsılacağını anlatıyor; basın, böylesine ‘aymazca’ bir hareketin yeni filizlenmeye başlayan Türkiye-Ermenistan ilişkilerine nasıl darbe vuracağını anlatmak için dil döküyor.
İnsan bu seslere biraz kulak abartınca, son aylarda Türkiye’yle Ermenistan arasındaki bütün yakınlaşma adımlarının sırf Obama o kelimeyi ağzına almasın diye atıldığı şüphesine kapılıyor.
Mesela Can Dündar, “Obama, Nisan’da ‘Ermeni soykırımı’nı tanıyabilir. Bunu da, lobi çalışmalarından çok, Ankara ile Erivan arasında süren diyalog engelleyebilir” diyor. (Milliyet, 25 Kasım)
Bu ve benzeri ifadelerden ne anlamalıyız?
Acaba, sözü edilen diyalog, iki ülke arasında gerçek bir barışın tesis edilmesi için değil, Obama’nın ‘Soykırım’ demesini engellemek için mi kuruluyor?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder