Agos, 28 Kasım 2008
1915’te canlarını kurtaran ama yerlerinden yurtlarından edilip dünyanın dört bir yanına savrulan Ermenilerin aile adları, onların Anadolu topraklarıyla, yaşadıkları kent veya köyle, orada bir lokma ve bir hırka için uğraştıkları mesleklerle kurdukları bağların birer simgesidir.
Amerika’da, Fransa’da, Suriye’de, Ermenistan’dadırlar, ama soyadları Türkiyelidir, Anadoluludur.
Misal, Kebabciyan’dır…
Demirciyan, Kalpakciyan, Karaoğlanyan, Manavyan, Niksarlıyan, Maraşlıyan, Kütahyalıyan, Bursalıyan’dır.
*
Diasporada, ikinci ve üçüncü nesilden sonra isimler genellikle Batılılaşır; ancak soyadları –yaşanan ülkeye göre yazımları farklılaşsa da– bir aile yadigârı gibi baki kalır.
Bir yerlerde karşınıza bir Michael Aladjadjian (Alacacıyan), bir Margareth Djewahirdjian (Cevahirciyan), bir Claris Boinoueghrian (Boynueğriyan), bir Joseph Iwtiwdjian (Ütüciyan), bir Harry Bastermadjian (Pastırmacıyan) çıkması işten değildir.
O isimler, o aile adları, birer memleket ve ana-ata mirası olarak, o talihsiz nesillerin hiç silinmeyecek gölgeleri misali, ömür boyu omuzlarda taşınır gider.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder