Şu Keğam Karabetyan ne güzel bir insandır!
Devletimiz ne zaman güvenilir bir Ermeni’ye ihtiyaç duysa, hemen o ortaya çıkar.
Devletimiz ne buyursa yapar. “Oraya röportaj ver” derler koşar; “buraya çelenk bırak” derler bırakır; bilhassa nisan aylarında “Ne demek! Asıl Ermeniler soykırım yapmıştır de!” derler, hemen söyler!
Kendini Ermenilerin bu memlekette ne kadar mutlu mesut yaşadığını (La la la tralla la la!) anlatmaya adamıştır.
İşte, Bartholemos’un açıklaması ortalığı biraz bulandırdı, ufukta da bir patrik seçimi göründü ya, devletimizin biricik haber ajansı Anadolu Ajansı hemen onu hatırladı: “Ermeni asıllı Avukat Keğam Karabetyan, doğup büyüdüğü Kastamonu’daki köyünde Türk ve Ermeni ailelerin kurduğu samimi komşuluk ilişkilerinin güzelliklerini hala yaşadığını belirterek, ‘Ben tahsil hayatımda bir gün bile ‘sen Ermenisin’ lafını duymadım’ dedi.”
2005’te Bilgi Üniversitesi’nde düzenlenen Ermeni Konferansı vesilesiyle de yüce fikirlerini basınımızla paylaşmıştı Karabetyan: “Tehcir, Osmanlı’nın iç ve dış güvenliği için çıkarmak zorunda kaldığı bir yasaydı. Kimse Ermenileri basamak, maşa yapmasın. Bizi sahaya sürüp tribünden seyrediyorlar. Ayyıldızlı bayrak ve bu vatan bizim! Ermeni toplumundan geliyorum, Kastamonuluyum. Ne mutlu Türk’üm diyene!”
Keğam Karabetyan kadar vatansever birkaç Ermeni daha var. MHP’li gazeteci Levon Panos Dabağyan mesela. Ya da, cemaatsiz Kandilli Kilisesi’nin vakıf başkanlığını yıllardır kimselere bırakmayan Dikran Kevorkyan.
Hepsi vatansever, hepsi gerçek Türk vatandaşı; devletimizin emirlerine yerine getirmek için her daim hazırolda bekliyorlar. Sizden iyi olmasınlar, hepsi çok güzel insanlar...
Hazırolda bekleyenler
Agos, 25 Aralık 2009
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder