Ayvaz...

Tiyatrocu, gazeteci, mizah yazarı Hagop Ayvaz artık yok. 1911’de Yenikapı’da başlayan yaşamı, 29 Eylül 2006 günü, solgun bir güz yaprağı misali dalından düştü ve toprağa karıştı. Adıyla özdeşleşen Kulis adlı tiyatro dergisini 1946’dan 1996’ya elli yıl boyunca aralıksız yayımlamış, bugün artık tarihe karışmak üzere olan İstanbul Ermenicesiyle konuşturduğu dedikoducu ihtiyar Lutsika Dudu’yla büyük bir hayran kitlesi edinmiş 95’lik Hagop Ayvaz, birkaç yıl önce kaybettiği sevgili eşi Arşaluys’a kavuştu.

Gözümün önünde hep o son yıllardaki görüntüsü. Yılların sırtına bindirdiği yüklere inat her daim dimdik; kulakları az duysa, hareketleri kaçınılmaz olarak yavaşlasa da her daim şık, her daim nüktedan ve zarif bir eski zaman beyefendisi. Yıllar önce yaptırdığı mezarı başında gazetecilere söyleşi verecek kadar yaşamla ve ölümle dalga geçebilen bir derviş. Ayvaz, öyle uzun ve öyle dolu yaşamıştı ki, onu tanıyanlarda hiç ölmeyeceği yanılsaması yaratıyordu. İstanbul Ermeni toplumu için, onun buralarda olduğunu, nefes aldığını bilmek, onca yıkıntıya karşın, sanki işlerin yine de rayında gittiğinin, hayatın akışının hiç durmadığının güvencesi gibiydi. Baron Ayvaz (da) gitti; biz biraz daha garip, kimsesiz ve tarihsiz kaldık.

5 Ekim 2006

Hiç yorum yok: