1882’de Londra’da doğan Virginia Woolf, seçtiği temalar ve başarıyla uyguladığı “bilinç akışı” yöntemiyle modern edebiyatı derinden etkilemiş, fikirleriyle feminist kuramın önünü açmış büyük bir yazardır. Günümüzde geniş kitlelerce tanınması Nicole Kidman’ın oynadığı Stephen Daldry filmi Saatler’le oldu. Birkaç haftadır yayımlanmakta olan “K” edebiyat dergisinin 20 Ekim tarihli sayısının kapağında Woolf vardı. Ancak nedense, K’yı hazırlayanlar kapak resmi olarak Woolf’un onlarcası bulunabilecek fotoğraflarından birini değil, “güzel” Nicole Kidman’ın makyajla “çirkinleştirilmiş” Virginia Woolf tiplemesini tercih etmişler. Bir dalgınlık mı, bilinçli bir seçim mi? Dünya edebiyatında büyük iz bırakmış, ardından gelen nesilleri etkilemiş, birbirinden değerli on beş roman yazmış bir yazarın ele alındığı bir dergide, yazarın sureti yerine, onun taklidinin, onu kamera karşısında canlandırmaya çalışan aktrisin “performans”ının suretini kullanmak neyle açıklanabilir? Anadolu’da ardında hiçbir hatıra bırakamadan yok olan kuşağın acısı yüreğinde sızlayan William Saroyan, “hakkında bir şey yazılmadan kimse bu dünyadan göçüp gitmemeli”* demişti. Popüler kültür, milyonlarca satır yazmış, ardında pek çok fotoğraf bırakmış bir romancının suretini dahi belleklerden kazıyıp, onun kopyasını gerçek sanmamıza yol açacak kadar güçlü mü? Eğer öyleyse, hayatın belki de ölümden bile acı bir gerçeği olan unutulmaya, kim, nasıl karşı koyacak? Woolf gibi bir abide ona yenik düşerken, ömrü şu yalan dünyada bir küçük iz bırakabilmek için tırnaklarını sivriltmekle geçen biz faniler için umut var mı?
* Paris-Fresno Güncesi 1967-68, çev. Beril Eyüboğlu, Aras Yay., 2001.
27 Ekim 2006
1 yorum:
K dergisi aynı işi Capote için de yaptı. Truman Capote yazısının olduğu sayıda arka kapağa kocaman bir Philip Seymour Hoffman resmi koymanın akla mantığa sığar yanı var mı? Edebiyatla, sanatla şaka olur mu? Dergicilik bu kadar ucuz mu?
Yorum Gönder