Dua

Kuğular bu akşam ümitsizce göçtü zehirli göllerden
Mahzun kızlar zindandaki kardeşlerini düşlüyor
Savaş bitti leylakların bittiği çayırda.
Ağıtlar yakarak ince kadınlar, başları önde
Tabutların ardından gidiyorlar yeraltı geçitlerinde.
Çabuk n’olur, donuyoruz bu vicdansız karanlıkta,
Çabuk götürün bizi o müşfik hayata,
Kardeşlerimizin uyuduğu o kilise mezarlığına.
Öksüz bir kuğu gam çekiyor ruhumda
Ve orda, kan damlıyor gözlerimde taze ölüler üstüne.
Sakatlar ordusu çiğnerken kalbimin patikalarını
Çıplak ayaklı bir kör
Bir duacı aramada kutsal umutla.
Bütün gece uludu çölün kızıl köpekleri
Kumlar üstünde anlaşılmaz, anlatılmaz bir kederle inleyerek.
Ve düşüncelerimin fırtınası yağmurla dindi;
Dalgalar zâlim buzun altında sindi
Dev meşeler çığlık çığlığa
Yaralı kuşlar gibi döktü yapraklarını.
Sonra gece, ıssız bir boşluğa gömüldü.
Ve yalnız, kanlı ayın altında
Kımıltısız, binlerce mermer heykel gibi
Toprağımızın bütün ölüleri, birbirine duaya dirildi.

(Şiirin çevirisi, Chronicle dergisinin 7. sayısında, 1915’te katledilen üç Ermeni şair, Taniel Varujan, Rupen Sevag ve Siamanto için bir ağıt-yazı kaleme alan şair Cem Yavuz’a ait. Yazıya şuradan ulaşmak mümkün.)

Hiç yorum yok: