Hain, Gandi, Kerinçsiz

Karaköy’deki vapur iskelesinin önünde bir süredir bir stand kuruluyor. Burada, İşçi Partisi’ne bağlı Türk Solu dergisinin düzenlemiş olduğu “Yılın Faşistini Seçiyoruz” kampanyasının tanıtımı ve oylaması yapılıyor. Ellerinde kampanyayla ilgili afişler, Atatürk posterleri ve Türkiye bayrakları olan gençler zaman zaman slogan atıp, gelip geçenlerin dikkatini çekmeye çalışıyor: “Orhan Pamuk hainine dersini verelim!” “Hrant Dink’in sesini keselim!”... Ve de en trajiği: “Yılın Gandi’si Kemal Kerinçsiz!”...
Türkiye’de “hain” yakıştırmasının bu kadar bonkörce kullanılmasının nedeni nedir diye düşünmeden edemiyor insan. Geçtiğimiz yıl, Adalet Bakanı, Boğaziçi Üniversitesi’nde düzenlenecek olan Ermeni Konferansı katılımcılarını meclis kürsüsünden “hıyanet” ve “vatanı arkadan hançerlemek”le suçlayarak konferansı erteletmişti. Yani sadece Türk Solu dergisi çevresiyle veya “bir avuç radikal”le sınırlandırılabilecek münferit bir olgu değil karşımızdaki. Böyle düşünen insanlar, TC yurttaşı olanların ancak belli şekillerde davranabileceği, belli fikirlere sahip olabileceği ve ancak birtakım kanaat önderleri tarafından tespit edilebilecek belli bir milli çıkar hattının dışına çıkamayacağı ön-kabulüyle hareket ediyorlar. Türk, Fransız, Japon olmanın asla insanların nasıl düşüneceğini belirleyemeyeceği, insan zihninin asla bu tür bir prangayla sınırlandırılamayacağı gerçeğinden bihaberler.
Sahi, Heybeliada’da ağızlarından köpükler saçarak Patrik Bartelemeos’u yuhalayanlara laf anlatmaya çalışan ada sakini yaşlı bir kadını tokatlayanlarla aynı kefeye konmasına Gandi ne derdi acaba?
Bir soru daha: Gandi’si Kemal Kerinçsiz olan bir siyasi hareket, nasıl akıllara ziyan bir dünya tahayyülüne sahiptir?


25 Ağustos 2006

Hiç yorum yok: