Muteberleştirebildiklerimizden misiniz?


Lübnan’a asker göndermenin dış siyaset açısından elzem olduğunu savunanların en sık kullandığı argümanlardan bir diğeri de, Türkiye’nin bu yolla uluslararası alanda büyük bir itibar kazanacağı. Bir yere asker göndermekle ne menem bir itibar kazanılabileceği sorusu bir yana, maksat madem ki itibar kazanmak –ki bu, ülkenin itibarının gerçekten de iki paralık olduğunun itirafı demek bir anlamda– işin içine silahı katmadan, sonsuza dek uzatılabilecek alternatif bir, “itibar kazanmak için yapılacaklar listesi” hazırlanabilir:
– İtibarlı devletlerde, pankart açan üniversite öğrencilerini linç edenleri “aferin, çok güzel yaptılar!” diye destlekleyen emniyet müdürleri pek görülmediğine göre, linç girişimini öven emniyet müdürlerini görevden almak,
– Her siyasi tartışmada hasımlarını hainlikle, vatana ihanetle suçlayan veya kendisini kedi şeklinde çizen karikatüritleri dava eden siyasetçilerin barınamayacağı bir siyasi ortam yaratmak,
– Dostlar alışverişte görsün misali, bir yandan “Kürtçe yayın serbest!” “İşte size Kürtçe dil kursu!” derken, öte yandan Kürtçe yayınları ve eğitimi engellemek için bin bir hüner sergileyen siyasi-bürokratik takozları tasfiye etmek,
– Benzine her ay en az üç dört kez zam yapılan ekonomik koşullar altında, işçi sendikalarına maaşlarda altı aylık yüzde dört gibi komik bir artış öneren hükümetin, IMF’ye verilen sözler dışında hiçbir ekonomik vizyonu ve iktidarı olmadığını ifşa etmek vs. vs.
8 Eylül 2006

Hiç yorum yok: