Bağhtiyar!

Agos, 26 Ekim 2007

Abe dedım, ha valla bögün sebahtan nah bu saate dördünci sefer oldi, durdurup kimlik sorusiz. Her köşe başinda çevırdız, dedız çıkar kimligıni. Her seferınde uzun uzun bağhtınız, kimligı alıp poles arabasina götürdız, beş dakka-on dakka, geri getırmedız.

Allahıma billahıma aha bundan başğha bi söz etmemışim. Başğha söz ettisem, Allah bahan burdan çığhıp çolığımi çocığımi görmeyi nasip etmesın.

İşte bu lafı etmemle her bi yanımdan bi poles tutıverdi. Birı boynımı sığhar, obiri kolımı arğhamdan ha bele dolandırir sankim kıracağh kibi, başladilar bahan küfretmeğe. Allahıma billahıma abe, ömrü hayatimda bele küfır kâfır hiç duymamışam. Şimdi söyle o küfır kâfırleri desen, vallah da billah da utanaram da söyleğemem.

Abe inanırsan, etrafımi, her tarafımi tutmaları degıl, işte bahan en çoğh o küfırler doğhındı. Hele bi gözının önıne getır, bi yandan onlar beni sustırıp kıstırmak ister, ben bi yandan onlara küfretmeyin, küfretmeyin, Allah hakki için küfretmeyin diye yalvarirım.

Bu halı etraf taraf, ehali de gördı tabii, e görmez olır? Ben sanıdim içlerınden vucdanlı birilerı çığhar, gelır beni poleslerın elınden kurtarır. Kime diyesen abe? Adamlar bi hucım etti ustume, bi hucım etti! Bu sefer, itip kağhan polesler başladilar benı ehalinin elınden kurtarmağh için koştırmağa. Bi yandan koşıriğh, bi yandan arğhamdan yetişıp genç bi çocığh yahot bi adam gelip zumzığı sırtima sırtima indiri duri.

Velhasılı kelam abe, bız poleslerle bindık ekip otosuna, bastık gaza. Polesler küfır edıp dayağa da devam ederken başladilar bahan sorular sormağa. İşte diyorlar, ula sen orgüt üyesı mısın? Sen terorıst mısın? Sana bız bi daha aha şu güneşın yüzünı göstermeyız. Ula seni diri diri gömerız.

İşte abe, ben meselenin mühimmiyetini o vağhıt anladim. Dedım özü özüme, ula Bağhtiyar, ula kafasız herıf, şimdi boğhu yedın, sen misin poleslere kafa tutan, gel hade çığh işın içınden. Hep bele kılçıklığ yapisan zatani!

Başladim poleslere anlatmağa, yalvarmağa. Abe dedım, gözız yağıni yiyem, ben fıkara köylının, garip boyacınin biriyem; sebah işe gidirem, ağhşam eve dönirem, ben ne bilırim orgütı, ben ne anlarim terorısti.

Abeler dedım, bizım köyın adi Büklümderesidır. Bundan 13-15 sene evvel cendermeler bizım köyü boşlattı. Bıze dediler nereye gidersez gidın, biz karişmayız. Bız de bütun köy, bütün bizım ğhane, on alti baş, kağhtığh Van’a göç eyledik. Van’a tutınmak kolay degıldi. İş yoğhtır. Duramadığh orada. Dedıler, Diyarbekir güzeldır, o terafa gettık. Amcamgiller istemedı, onlari bırağhtık Van’da, sefillıkte. Tuttığh bi kamyon, gettığh Diyarbekir’e. Dedik belki orada bağhtımiz güzel olır. Yoğh abe, olmadi, orada da barınamadığh.

Geldık işte o diyardan bu diyara. Oturdığh Umraniye’ye. İlk vağhıtlar çekmediğımız sefillık kalmamıştir. Konu komşı, eş dost akraba olmıyaydı, Allahıma acımızdan ölürdık. Allah razı olsun hepısınden. İşte öyle araya dolana ben bu boyacılığh işinı buldım. İş olırsa, gücüm yerindedır şükır. Her yere gider çalışiram. Taa burdan Tekirdağına kadar boya işi yapmışim. Yeter ki iş olsun, iş olmayinca halımız haraptır.

Uzatmayayim abe, ben poleslere bunlari anlatirken bağhtım epey yol gitmişız. Anlatirken dedığıme bağhma. Hiç dinlemeden vurıyor da vurıyorlar. Gözım karariyor, sandim düştım bayılacam. Beni indırdiler dağlık tepelik bi yerde. Diyorlar, ula senı vuracağiz, kurda kuşa yem olacağsan, leşini alti ay sonra anca bularlar.

Diyorlar, ula marşı milliyi söyliyeceğhsan! Diyorum abeler, benım oğhımam yoğhtır. Marşı milliyi eskerde ögrenmiş idım, hama Allahima billahima, ekmek musap çarpsin ki unutmuşım, çoğh vağhıt olmıştır. Diyorlar, ula sen Müsulman degılsin, terorıstsin, senın cenaze namazıni hiçbi mele, hiçbi imam kılmaz.

Abe artığh onlara cevap verecağh takatım de kalmadi. Bağhiyam ki gökten Azrail aleyhısselam gelsin de canımi alsın. Tek, anami, çocığhlari, hanımi göremeden gittigıme yaniram. Orada beni bilmem kaç saat dövdıler, cırılcıblağh ettıler. Ayiptır söylemesı falakaya yatirdılar, kıçima sopayla vurdilar, daha neler yaptilar. Ben orada öldüm abe, essastan öldüm. Bu gördügın ben, ben degıldır. Bahan olandan sonra, ben artığh ben olarak yaşayabılemem abe, ben artığh ben olamam.

İşte abe, ben Azrail’i beklerken, Cebrail aleyhisselammış gelen meger. Sen gelmişsen. Beni o halde yerde, cırılcıblağh, üstüm başim kan revan içinde bulmişsan. Ne kadar o halde yattim bilmiyem. Ben garibe acımişsan abe. Allah senin insanıyetinden razı olsun. Allah ne muradın varsa versin abe. Sen ne güzel bi insansın, bütün guzellıkler de seni bula inşallah.

Abe, şimdi sana içimde ne varsa oldığı kibi anlatiyam. Sana soriyam abe. Bahan bu yaptikları revadır? Benı bi gün içınde dört kere yoldan çevirmışlerdır. Sırf üstım başım yoğhtır, ayağhkabım boyali degıldır, kaşım gözım karadır, esmerdır diye abe. Yine de bi şey yapmamışam, alt tarafı iki laf etmişem. İsteyelerdı gülıp geçerlerdi abe, bi şey yapmazlardi.

Köyde bizım sulaleden dağa giden de olmıştir abe. Askerden ölüsı dönen de olmıştir. Ben gitmemışim dağa. Zatani, benım tabiatım biraz korkaktir abe. Ürkek böyümüşım. İstemem ki yanımda kıyımda sılah olsun, kavga olsın. Hemen uzaklaşirım. Kavgayı gürültuyı sevmem abe, tabiatım beledır.

Ben kime ne yapmışam abe? Sen beni kurtardın, Allah da senden razi olsun. Sen ne dersen kabulümdır. Bu yaptığhları sana revadır, hak etmişsındır dersen, başım gözım üstüne, kabul ederım abe. Hama ben ne yapmışam, suçım nedır, günahım ne?

Hiç yorum yok: