Agos, 25 Ocak 2008
Yüksek duvarlarla çevrili, gittikçe daralan, nihayet uzakta bir yerleri karanlıkta kalan bir boşluk, bir koridor. Zemine dağılmış binlerce yuvarlak metal levhada çığlık atan, bağıran, dehşet içinde binlerce yüz.
Kimi bir çocuğu, kimi bir yetişkini andıran, her birinin ifadesi diğerinden farklı binlerce çehre, binlerce insan, binlerce yaşam. O koridorda yürümeniz, cennetle cehennem arasında kalmaya mahkûm edilmiş o irili ufaklı yüzlerin üzerine basarak ilerlemeniz gerek.
Ne kadar çaba gösterirseniz gösterin, ne kadar uğraşırsanız uğraşın, kaçış yok; her adımınız bir bağırtıya dönüşüyor. Ayakkabılarınızın metalle her teması, yüksek duvarlara çarpıp feryat figan bir müziğin notası oluyor. Kaybedilen milyonlarca ruh, sizi suça tanık ve ortak ederken, bir çığlıklar orkestrası eşliğinde dünyaya geri dönüyor. Suçluluk duymak, dehşeti paylaşmak, o loş koridora hapsolmuş canların yükünü sırtlandıktan sonra hayata karışıp onları azat etmek için…
Dünyaca ünlü İsrailli sanatçı Menashe Kadishman’ın Berlin Yahudi Müzesi’ndeki ‘Shalechet’ (Düşen Yapraklar) adlı eseri, Avrupa Yahudilerinin II. Dünya Savaşı yıllarında yaşadığı büyük kaybı ifade etmeye çalışan en önemli sanat eserlerinden biri. Shalecet, artık geri döndürülemez kayıpları insana acı veren bir üslupla hatırlatırken, dünün, bugünün ve yarının masum kurbanlarını zihinlere hiç çıkmamacasına nakşediyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder