Emperyalizmin cilası

Agos, 11 Ocak 2008

Sonunda bu da oldu. Sonunda, Noel Baba’yla Nasreddin Hoca da kavgaya tutuştular.

‘Medeniyetler Çatışması’ tezini canı gönülden benimsemeye ne kadar da teşneymiş insanoğlu!

Kalabalıklar, Amerikan emperyalizminin dünyanın dört bir yanındaki operasyonlarını meşrulaştırma girişiminin parolası olan, küresel kapitalizmin açığa çıkardığı çelişkilerin üzerini örtmek için üretilip piyasaya sürülen Doğu-Batı kavgasının kucağına düşmeye ne kadar hazırmış.

Meğer dünyanın Batı denen toprakları üzerinde yaşayanlar yıllar yılı düşünür dururmuş:

“Aslında bütün dertlerin kaynağı, şu geri kalmış dinleriyle Müslümanlar!”

Meğer, dünyanın Doğu denen toprakları üzerinde yaşayanlar yıllar yılı kendi kendilerini doldurup dururmuş:

“Aslında bütün dertlerin kaynağı, şu yozlaşmış Hıristiyan-Yahudi kültürü!”

Emperyalizmin Ortadoğu’da, Asya’da ve Afrika’da onyıllardır kanayan yaralar açması, El Kaide’nin 11 Eylül saldırısı, ABD’nin bunu fırsat bilip saldırgan politikalarına hız vermesi, bunu da Huntington namlı âlim bozuntusunun Medeniyetler Çatışması teziyle cilalaması, meğer çoktan ikiye bölünmüş dünyanın iki kutbunda yaşayanların hislerine tercümanmış.

İşler yılbaşı gecesi Nasreddin Hoca’yla Noel Baba’yı dövüştürerek tatmin olmaya kadar vardıysa, oturup kara kara düşünmek gerek.



Benim Nasreddin Hocam senin Noel Babanı döver!

Haber bayat, ama yine de üzerinde durmalı.

TV5 televizyonu, 31 Aralık Pazartesi akşamı Abdi İpekçi Spor Salonu’nda bir “kardeşlik gecesi” düzenledi.

Milli Görüş çizgisine yakın duran Müslümanlar yılbaşını “Hıristiyan âdeti” olarak gördüklerden, o geceki kutlama ortamından mümkün mertebe uzak kalmaya gayret ediyorlar. TV5’in kardeşlik gecesi de yılbaşı kutlamalarına alternatif bir etkinlik olarak düzenleniyor. İnançları doğrultusunda yaşamak insanların en doğal hakkı olduğuna göre, buraya kadar, söylenecek söz yok.

Kuran okunan, şarkı ve türkülerle, mehteran bölüğünün marşlarıyla eğlenilen bu gecede sinevizyondan bir çizgi film gösterimi yapılıyor. Daha sonra çeşitli haber kanallarında ve internet sitelerinde de yayınlanan bu filmde Noel Baba’yla Nasreddin Hoca karşılaştırılıyor.

Uzun bir alıntı yapmak pahasına, o çizgi filmde söylenenlere bakalım:

“Noel baba, yılbaşına doğru gündeme gelen bir ‘dönem’ figürüdür… Nasreddin Hoca, yılın her günü yıldızdır!

Noel Baba, ‘bütün çocuklara karşılıksız armağan verme’ gibi ütopik, imkânsız bir fikrin yalancı kahramanıdır… Nasreddin Hoca, ‘parayı ver düdüğü çal’ dürüstlüğüyle realist ve sahici bir kimsedir.

Noel Baba, çam ağaçlarının toplu katliamında başrol oynar… Nasreddin Hoca, sadece bindiği dalı keser, zararı daha ziyade kendinedir.

Noel Baba maddecidir, nesneler sayesinde ün yapmıştır… Nasreddin Hoca, paraya çevrilemeyecek bir zenginlik kaynağıdır, ruhu ve zekâyı besler…

Noel Baba, geyiklerin çektiği kızakla, üstelik bir de uçarak, itici bir sürrealite içindedir… Nasreddin hoca, eşeğine ters binerek reel ortamda sürreallik gösterdiği için daha çarpıcıdır.

Noel Baba aslen Antalya çıkışlıdır fakat asimile olmuştur, doğum yerini meraklısı bilir… Nasreddin Hoca sonsuza kadar Akşehir’in evladıdır…

Noel Baba, herhangi bir babalığını göremediğimiz bir ‘baba’dır... Nasreddin Hoca, hepimizin hocasıdır!”

*

Çizgi filmde seslendirilen bu cümleleri yazıya dökmek için uğraşırken, metnin, Leman dergisi yazarı Vedat Özdemiroğlu’nun 26 Aralık 2002 tarihli yazısından apartılmış olduğunu öğreniyorum.

Vedat Özdemiroğlu, ulusalcı sol eğilimleriyle tanınan bir mizah yazarı. Milli Görüş teşkilatının düzenlediği bir gecede, muhtemelen kendi bilgisi dışında bir yazısı okunuyor.

Türkiye’nin İslamcılarıyla ulusalcılarının buluştuğu vasat işte bu… Noel Baba out, Nasreddin Hoca in!

Mesele bir mizah yazısından, bir çizgi filmden çıkıyor, bakın internet üzerindeki tartışma forumlarında nerelere varıyor:

“Tehlikeli olan, çocukları kandırmak için Noel Baba’yı kullananların Nasreddin Hoca’yı da Noel Baba’nın arkadaşı gibi gösterip dejenere etmeye çalışmasıdır. Noel Baba Vakfı bu yöntemi kullanıyor. Web sitesinde bunu görebilirsiniz. Antalya’da sürekli hale getirilen Noel Baba şenlikleri nedeniyle ülkemize gelen papazlar propaganda yapmaya devam ediyor. Bizim bu tür faaliyetlere karşı uyanık olmamız ve karşı atağa geçmemiz gerekirken kendi aramızda kısırdöngü tartışmalarla yol almamız mümkün değil. Ama gel gör ki ‘kâfirlere karşı şiddetli, kendi aramızda hoşgörülü’ olmayı emreden bir Kitab’ın bağlıları olan bizler öfkemizi kendimize kusuyoruz.”

Dağarcıklarında öfke sözlerinden başka şey bulunmayanların dünyasında, Noel Baba’yla Nasreddin Hoca’nın arkadaş olması dahi bir suça dönüşüyor.



Medeniyetler Çatışması’nın kucağında

Sahi, Noel Baba’yla Nasreddin Hoca bugün yaşasalardı tüm bu olup bitenlere ne derlerdi?

Gülüp geçerler miydi? Yoksa, karşılıklı oturup birbirlerine dert mi yanarlardı?

Nasreddin Hoca kadim dostunu uyarır mıydı?

“Nikolacığım, bizim buralardaki veletler çıldırdı, her gün bir papaz boğazlıyorlar. Utanıyorum sana bunu söylemeye ama, sen iyisi mi bu sene buralarda fazla dolanma!”

Noel Baba arkadaşına çıkışır mıydı?

“Ne diyorsun sen Nasreddin! Kendi memleketime de uğrayamayacaksam bunca hediyeyi ne yapacağım ben…”

*

Türkiye’nin hali pür melali.

Emperyalizmi eleştireceğim diye başka halkların kültürünü, insanlığı birleştiren evrensel bir değeri aşağılayan, bu arada kendi kültürüne ait bir öğeyi yücelterek milliyetçi şiddetin değirmenine su taşıyan ulusalcılar.

“Bu kutlamanın benim kitabımda yeri yok” demek için ille de başka bir inancın folklorik bir kahramanını yerin dibine batıran İslamcılar.

İnsanlığın ortak değerleriyle kapitalist tüketim kültürünün getirdiği yozlaşmayı birbirinden ayırıp akıl-vicdan terazisini buna göre kuramayan, Medeniyetler Çatışması zırvasının kucağına düşmüş öfke ve şiddet tellalları.

Hiç yorum yok: