Yani ve Rupen'in iki çocuğu oldu: Oğullarına Levon, kızlarına Şamiram adını verdiler. Rupen okulunu bitirince Lozan'da bir hastanede çalışmaya başladı, Yani'yse öğretmenlik yapıyordu. Rupen İstanbul edebiyat çevrelerinde şiirleri ve yazılarıyla, yenilikçi bir isim olarak kabul edilmişti artık. Sevdadan, yurt sevgisinden, halkının acılarından ve yepyeni bir dünya hayalinden söz ettiği şiirleri büyük beğeni toplamış, 1913'te Azadamard'da yayımladığı “Bir doktorun defterinden koparılmış yapraklar” dizisi de heyecan yaratmıştı. Hayatını İstanbul'da sürdürmek, orada tıp dersleri verip şiir yazmak istiyordu. Yani Appel sevgilisinin isteğini kabul etti; Ermenicesini bir hayli ilerletmişti, Ermeni okullarında ders verebilirdi.
1914'te geldiler İstanbul'a, zor zamanlarda; savaş ha patladı ha patlayacaktı. Rupen askerlikten kaçmak için her yolu denese de, tabip-subay olarak askere alındı. Makriköy'de görev yapıyordu. 24 Nisan 1915'te İstanbul'da Ermeni aydınları tutuklanıp Çankırı ve Ayaş tarafına sürüldüğünde kaçmayı düşündü, ancak harekete geçemeden, üzerinde subay kıyafetleriyle tutuklandı. Onu Çankırı'daki kafileye kattılar. Şehirde hep korku içinde, gözetim altındaydılar. “Ayaş'a gideceksiniz!” diye toplananların öldürüldüğü haberleri geliyordu kulaklarına. Yani ise İstanbul'da her gün Alman elçiliğine gidiyor, diplomatları kocasını kurtarmak için araya girmeye zorlamaya çalışıyordu. Büyükelçi Wangenheim'la dahi görüşmüş, ancak adamın o soğuk nezaketini aşıp umursamazlığını kırmayı başaramamıştı. Wangenheim “Alman ulusunun çıkarları” diyor, başka laf etmiyordu. Yani aynı dili konuştuğu bu adamın kalbine bir türlü nüfuz edemiyor, umudunu gittikçe yitiriyordu.
Çankırı'da, sıcak bir Ağustos günü, Rupen Sevag, şair arkadaşı Taniel Varujan'ın da dahil olduğu beş kişilik bir grupla yola çıkarıldı. Aynı günün akşamı Tüney köyü yakınlarında öldürüldükleri haberi geldi. Aynı haber İstanbul'a bir haftalık gecikmeyle ulaştı. Yani Appel o günden sonra anadili Almancayı bir daha hiç ağzına almadı, ömrünün sonuna kadar tek bir Almanca kelime etmedi. Levon ve Şamiram'la birlikte Fransa'ya yerleşti, orada öldü.
2 Mart 2007
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder