Kendine demokratlar

AİHM’nin “siyasi istikrar” gerekçesiyle onayladığı adaletsiz ve anti-demokratik % 10’luk seçim barajı partileri arayışlara yönlendiriyor. Demokratik Toplum Partisi (DTP) de, seçimlerde izleyeceği stratejiyi belirlemek üzere geçtiğimiz hafta Diyarbakır’da yaptığı toplantıda, bağımsız adaylar gösterme kararı almıştı. Amaç, Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı illerde, baraj nedeniyle meclise girilememesinin önüne geçmek, oyların heba olmasını engellemekti. Bilindiği üzere, meclise giremeyen partilerin aldıkları oylar, o ilde en çok oyu alan ve meclise girmeye hak kazanmış partiler arasında pay edilerek temsildeki adaletsizlik katmerleniyor.
TBMM, DTP’nin Diyarbakır toplantısının hemen ertesi günü, bağımsız adayların adlarının birleşik oy pusulasında yer almasına yönelik bir Anayasa değişikliğine gitti. Buna göre, bağımsız adaylar, önceki seçimlerdeki gibi ayrı pusula bastıramayacak, yalnızca adları partilerle birlikte pusulada –elbette çok daha küçük harflerle– yer alacak.

Bunun, okuryazarlık oranının düşük olduğu güneydoğu illerinde bağımsız adayların işini zorlaştıracağı biliniyor. Zaten uygulamayı “rejimin kendini koruması” olarak değerlendiren devletlu yorumlar da bu gerçekten hareket ediyor.

İlginçtir, rejime karşı tehdit olarak görüldüğü için muhtırayla ve kalabalık protestolarla karşı karşıya kalan edilen AKP, Kürtlerin mecliste temsil edilmesi ‘tehditi’ söz konusu olduğunda, birdenbire rejimin koruyuculuğuna terfi ediyor. Güneydoğu’da DTP’den sonra en büyük oy potansiyeline sahip olan iktidar partisi AKP’ye, darbeye, muhtıraya muhatap olmanın kendilerini otomatikman demokrat yapmadığını, demokratlığın oportünizmden epey farklı bir duruş gerektirdiğini hatırlatmak işe yarar mı!
18 Mayıs 2007

Hiç yorum yok: