Orada olmalı













2 Temmuz’da orada olmalı. Hrant Dink cinayeti davasının ilk duruşması için, Beşiktaş’taki İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi’nin, yani eski DGM binasının önünde.

19 Ocak 2007’de yitip giden bir cana, tamamlanmamış işlere, yarım kalan bir ömre, onun ardında bıraktığı o pirüpak imgeye karşı sorumluluklarımızın farkında olduğumuzu ifade etmek için orada olmalı.

Katillerin, azmettirenlerin, yönlendirenlerin, olup bitene müsaade edenlerin izlerini, bütün bir sürecin varacağı yolu sıkı sıkıya takip etmekte olduğumuzu söylemek için orada olmalı.

Öylece kalakalsak, şaşkınlığımızdan, korkumuzdan sesimizi yükseltemesek de, karanlığa alışkın baykuş gözlerimizle altı buçuk aydır her gelişmeyi takip ettiğimizi duyurmak için orada olmalı.

24 Şubat 2004’te Hrant Dink’in İstanbul Valiliği’ne çağrıldığını ve orada bir vali yardımcısının yanında bulunan kişiler tarafından tehdit edildiğini unutmadığımızı hatırlatmak için orada olmalı.

Daha cinayetin üzerinden kırk sekiz saat geçmeden “katilin herhangi bir örgüt bağlantısı bulunmadığını” açıklayıveren emniyet müdürünün, katil zanlısıyla birlikte kahramanlık posterleri için poz veren memurların görevlerine devam ettiğine dikkat çekmek için orada olmalı.

Hrant Dink’in “Türklüğü aşağılama” suçundan hüküm giymesine, pek çok yazar, yayıncı, dergi ve gazetenin mahkemeye çıkarılmasına neden olan Türk Ceza Kanunu’nun 301. maddesini değiştirmeyen hükümetin ve maddede değişiklik öneren sivil toplum kuruluşlarını “başka kapıya” kışkışlayan Baykal önderliğindeki CHP’nin suça ortaklığını bir kez daha ilan etmek için orada olmalı.

Yaşadığımızı, yaşarken Hrant Dink’i de içimizde yaşattığımızı, onunla çoğaldığımızı duyurmak için orada olmalı.

Yeni bir hayat ve yeni bir ülke yaratmaya dair kırılmış ümidimizi biraz olsun ayağa kaldırabilmek için orada olmalı.

Yeni bir toplum tahayyülünün tuğlalarını çatma yolundaki ilk adımları atmaya, bir araya gelerek, zorluklara ortaklaşa göğüs gererek başladığımızı duyurmak için orada olmalı.

“Hepiniz hainsiniz” diyenlere karşı, “Hepimiz Hrant’ız” diyenlerle omuz omuza olmanın verdiği güveni duymak için orada olmalı.

Bütün bunlardan daha da önemlisi, çıplak bir gerçeği, bir toplumu bir arada tutan belki de yegâne güç olan adalet duygusunun gereğini, yani ‘adaleti’ talep etmek için orada olmalı.

2 Temmuz’da, Beşiktaş’taki İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi’nin, eski DGM binasının önünde.

29 Haziran 2007

Hiç yorum yok: